22 Şubat 2011 Salı

Gazlı İçeceklerin Zararları Neler ? Siz hala bunları içmeye devam ediyormusunuz ?

1 KUTU ASİTLİ İÇECEKTE 15 KÜP ŞEKER YEDİĞİNİZİ UNUTMAYIN !!!!

İnsanlık tarihine bakıldığında aynı anda bütün yeryüzünde kullanılan çok az yiyecek ve içecek türüne rastlanılır. Ama son yüzyılda dünyamızda gerçekleşen küreselleşme ve radyo-televizyonun etkisiyle artık yeryüzünün yer yerinde bütün insanlar tarafından kullanılan ortak besin maddelerine rastlayabiliyoruz. Örneğin dünyanın neresine giderseniz gidin her tarafta Cola markalarını, hamburger firmalarını, pizza çeşitlerini ve çok ünlü sigara markalarını görebilirsiniz. Peki ama bu çokca kullanılan ürünlerin acaba sağlığımıza olan etkileri nelerdir? Hepimiz az çok biliriz ki, hamburger ve pizzalar obeziteye, sigaralar kanser türlerine neden oluyorlar. Bunları hepimiz az-çok biliyoruz. Peki ama her gün içtiğimiz colaların sağlığımıza bir etkisi var mı acaba? İşte size bu konuda hazırlanmış çok güzel bir yazı! Bu yazımızı okuduğunuzda kolaların içinde gerçekte ne olduğunu, sağlığımızı nasıl etkilediğini, bizi nasıl kola tiryakisi yaptığını, bu içeceklerle alakalı dinimizin bakış açısını öğrenmiş olacaksınız.

İşte Colanın Zararları

Coca cola ilk defa 1886′da eczacı John S. Pemberton tarafından formülünde kokain adlı uyuşturucu maddeninde olduğu bir şurup şeklinde üretilen cola John S.Pembertonun ölümü ile Asa Candler coca colanın haklarını 2 bin 300 dolara satın aldı ve 1892 yılında the coca cola company adlı firma  kuruldu.Reklam adı altındaki görsel kitlesel telkinlerle insanların zihinlerine ”buz gibi,nefis serinletici,hayatın tadı” gibi tamamen gerçek dışı sunumlarla sunuldu iç yapısı ise anlatılmayıp saklandı üzerinde araştırma yapmak isteyen doktor yada başka kimlikli araştırmacılara bu izin verilmedi ve coca colanın gerçek yüzü saklanarak yaldızlı sunumlarla zihinlere işlenmeye devam edildi. Gerçekte coca cola bilinenin aksine içeriğindeki zararlı bileşimler sebebiyle her açıdan Mutlak Manada zararlı bir içecektir.Gerçek şu ki coca cola içeriği itibari ile ilk üretim tarihinde içerisinde kokain adlı uyuşturucu maddeninde konulması ile başlamıştır. Bir litre kolalı içecek yaklaşık 400 kalori eşdeğeri şeker, 0,15 gram kafein, değişik miktarlarda renk veren maddeler, orijinal tadı sağlayan kola özü ve fosforik asit içerir.Burada kola özü diye sunulan uydurma isim içeriğindeki uyuşturucu maddeler için gizleyici bir çatıdır. kola başlı başına bir kimyevi madde değildir ki onun ona ait birde özü olsun.Dikkat edilirse yüksek oranda şeker,kafein,boya maddeleri,fosforik asit ve benzeri bütün içeriği sağlık için tamamen zararlı bileşimlerdir.Kısaca sıralanacak olursa coca cola ve benzeri gazlı içeceklerin içerisindeki bazı katkılar ve sebep oldukları zararlar şöyledir ;

1-Fosforik asit: E338

Ancak sağlık üzerindeki etkileri tartışılmaktadır. Keskin bir tad sağlar ve diğer doğal benzer tad vericilere nazaran büyük miktarlarda ve ucuzca elde edilebildiği için üreticiler tarafından tercih edilmektedir.
Genç kadınlarda, kemik gelişiminde gıda eksikliği ile ortaya çıkan osteoporoz hastalığı riskini artırmaktadır. Fosfor fazlalığı, zayıf kemik yoğunluğuna yol açabilmektedir. Beslenme uzmanları, vücudun kandaki fosfor-kalsiyum iyonları arasındaki dengeyi sürdürmeye çalıştığını belirtmektedirler. Fosfor fazlalığı oluşunca vücudun kimyasal balans mekanizması bu dengeyi sürdürebilmek için kemikteki kalsiyumun dışarı çıkarılmasına yol açar. Neticede fosfor-kalsiyum fazlası vücuttan dışarıya atılır ve geride gözenekli ve gittikçe zayıflayan bir kemik yapısı meydana gelir.Böylece kemik kırılmaları olarak bilinen olaylar yaşanmaktadır.

Kafein:

Kafeinli maddelerin kullanımının sonucunda karakteristik etkiler, huzursuzluk, sinirlilik, heyecan, uykusuzluk, yüz kızarıklılığı, fazla idrar ve sindirim şikâyetleri gibi rahatsızlıklardır. Bu semptomlar bazı insanlarda, günlük 250 mgr ‘dan daha küçük dozajlarda tezahür edebilir. Diğer bazılarında ise daha yüksek dozlarda oluşur. Günlük 1gr ‘lık dozlara çıkılması halinde ise, kas seyirmesi, düşünce ve konuşmanın düzensiz akması, yorgunluk duymama ve fizikomotor acitasyonu oluşabilir. Daha büyük dozlarda hafif duyumsal rahatsızlıklar, kulak çınlaması, ışığın parlaması gibi rahatsızlıklar rapor edilmiştir. Kafeinin 10 gr’ı geçen dozu ile, ani krizler, nefes alma güçlüğü ve ölümle sonuçlanmalar oluşabilir. Alınan maddelerle girebilecek kafein miktarının kabaca hesabını şöyle yapabiliriz. Bir bardak kahve yaklaşık 100-150 mgr kafein ihtiva eder, bir bardak çay yarısı kadar, bir bardak kola ise 1/3 ‘ü kadar kafein ihtiva eder. Bir bardak enerji içeceğinde ise yaklaşık 100 mgr kafein alınmış olur. Reçete ile satılan kafeinli ilaçlar bir bardak kahvenin ihtiva ettiği kafeinin bir tam üçte biri ile bir buçuk arasında değişmektedir. İstisna olarak migren hastalığı için kullanılan tabletlerin her biri 100 mgr kafein ihtiva ederler.
Kafein, sindirim sistemi ve kalp rahatsızlıklarının gelişmesine ve ağırlaşmasına neden olabilir. Üst karın ağrıları, bazen peptik ülser ve kanamalar oluşabilir. Ekstrem yüksek dozlarda ise ritim bozukluğu eklenebilir, tansiyon düşer ve kan dolaşımı durabilir.
Diğer farklı Teşhisler: Manik olaylar, panik rahatsızlıklar, genel anksiety rahatsızlıkları klinik raporlarda açıklanmıştır.

Boya Maddesi Karamel (E150):

Şekerin yavaş şartlarda 170 C dereceye kadar ısıtılması sonucunda elde edilir. Başta kola olmak üzere çeşitli meşrubat, şekerleme, kek ve bazı hamur işlerinde boya maddesi olarak kullanılır.
Avustralya Hiperaktiv Çocukları Koruma Teşkilatı(HACSG)’na göre alerjik bünyeli insanların kaçınmaları gerektiği ifade edilmektedir.

CO2 Gazı: E290 (Karbondioksit)

Sağlığa zararlı bir gazdır. Meşrubatlarla aşırı miktarlarda alınması halinde çeşitli rahatsızlıklara neden olur.kola ile beraber yüksek miktarlarda alınan co2 gazı ani ölümlere sebep olur.
Karmin: E120

Renklendirici; böceklerden elde edilir; kozmetiklerde, şampoanlarda, kırmızı elma sularında, şekerlemelerde ve diğer gıdalarda kullanılır; hassas ve asmatik bünyelerde alerjik reaksiyonlara sebeb olabilir. Ayrıca bir Müslüman için kesinlikle haramdır.
Sünî Tatlandırıcılar: Aspartam E951, Asesülfan E950, Sakarin E954
Toz ve sıvı diğer bazı içeceklerdede kullanılır.Bu ürünler’de; Aspartam, asesülfam ve sakarinin kombinasyonu kullanılmaktadır. Şeker hastalarının kullanımı oldukça düşük olması ve kullanan insanların yaş seviyelerinin yüksek olmasına rağmen alzaymer riski oluşturduğu bildirilmektedir. Fakat içeceklerde kullanımı, özellikle aspartamın içinde bulunan fenil alalin isimli amino asitin çocukların zeka gelişimlerini olumsuz etkilediği klinik deneylerle kanıtlanmıştır. 
Türkiyede gazozlar ‘Gazlı alkolsüz içecek’ (gazoz) adlı, Türk Standartları Enstitüsü’nün Ekim 1992′de yürürlüğe giren TS4080 No.’lu standardına göre üretilir. Bu standart 20 sayfa olup isteyen her vatandaş, bedeli mukabilinde Türk Standartları Enstitüsü Merkezi’nden veya bürolarından temin edebilir. Bu standardın 2. sayfasında ‘Gazoz Sınıfları ve Spesifik Maddeleri’, 3. sayfasında da ‘Gazozun Genel Özellikleri’ tablo halinde verilmiştir. İkinci tablo ‘Kimyasal Özellikler’in 3. satırında, gazoz cinslerinin litrede 5 gr. kadar etil alkol (bütün alkollü içeceklerde sarhoşluk verici) bulunabileceğinin belirtilmesi dikkati çekiyor.
Sade gazozlar da dahil, bütün gazozlarda tat veya koku verici esanslar kullanılar. Bu esanslar, yağ cinsinden maddeler olup suda çözünmezler. Bunları suda çözünür hale getirmek için hem su ile hem de yağlarla tam karışabilen (çözünebilen) ara çözücülere ihtiyaç olur. Bu hususta en bol, en ucuz ve en  yaygın olarak kullanılan ara çözücü de etil alkoldür. Etil alkol bunun için gazozların terkibine girer. Kimya bilimi açısından bunun biraz daha açıklaması şöyledir: Kimyada, ‘benzer olanlar, birbiri içinde çözünür’ kuralı vardır. En mühim ve en çok kullanılan çözücü de su olduğundan suyun dışındaki bütün çözücülerde hidrofil (suyu seven, su ile tam karışan) ve hidrofob (suyu sevmeyen su ile tam olarak karışmayan) olarak ikiye ayrılır. Moleküllerinde hidrofil bulunduran maddeler su ile hidrofil assosiasyon yaparak berrak bir çözelti verebilir. Yağ cinsi maddeler, bu sebeple benzin, eter, toluen gibi çözücülerde çözünür. Etil alkol ise molekülünde hem hidrofil hem de hidrofob grub bulundurduğundan hidrofil grubu ile hidrofil assosiasyon, hidrofob grubu ile de hidrofob assosiasyon yaparak ara çözücü vazifesi görür.
Karmaşık gibi görünen bu olayı, aslında herkes çok basit bir deneme yaparak kolayca anlayabilir. Bir iki damla yağ cinsi madde (zeytinyağı, çiçek yağı veya diğer sıvı yağ ve esanslar) bir şişe suya ilave edilse, ne kadar şiddetle ve uzun müddet çalkalansa berrak bir çözelti vermez. Bu bir iki damla yağ-bulunursa, biraz etil alkolde kolayca çözülebilir. Etil alkol bulunamazsa, tuvalet ispirtosu veya kolonya da %75-80 etil alkol ihtiva ettiğinden, bunların az bir miktarları da yağ cinsinden bir iki damla maddeyi kolayca çözerek berrak bir çözelti verir. Bu berrak çözelti şimdi bir şişe suya ilave edilirse, suyun berraklığı bozulmaz.
İşte gazozlarda tat ve koku verici yağ cinsi maddelerin berrak bir çözelti.Gerçekte içinde küçücük miktarda alkol olan bir içecek hiç tereddütsüz olarak Müslüman tarafından terk edilmeli  kullanılmamalıdır.
Kısaca yazılan içerikte görülür ki her şeyden önce coca cola cola özütü adı altında ne kadar gizlenirse gizlensin kokain içermekte hiç gizlenmeden açıkça görüldüğü üzerede yüzde beş oranında alkol içermektedir.Ki bu iki içerik zaten başlı başına ”Ben Müslüman’ım” diyen herkesin tereddütsüz kaçınması gereken maddelerdir.Aslında hiç şüphesiz coca cola,pepsi,diyet içecekler adı altında sunulanlar bütün insanların kaçınması gereken içeceklerdir.Öyle ya; İçeriğinde alkol gibi istisnasız herkesin zararlarını inkâr edemeyeceği bir madde varken açıkça bir uyuşturucu madde olan kullanımı suç dahi kabul edilen kokain temel taş olarak kullanılıyorken,mide duvarında tahrişlere sebep olduğu araştırmalarla ortada iken,obezite gibi hastalıklara sebep olduğu açıkça görüldüğü için ilk üretim yerleri olan amerika gibi ülkelerde yasaklanırken,sağlık bakanlığı belirgin zararlarından dolayı; ” “Asitli ve gazlı içecekler yerine süt, ayran, taze sıkılmış meyve suları, bitki ve meyve çayları tercih edilmelidir.” Şeklinde açıklamalarla dolaylı olarakta olsa zararlı olduğunu açıklamak zorunda kalırken,böbreklerden kalsiyum atılımını hızlandırdıkları, mide mukoza hücre döngüsünü bozduğu, diş çürüklerini belirgin bir şekilde arttırdığı, aşırı içilmesinin kas hastalığına (hipokalemik miyopati) neden olduğu raporlanırken,okul çağındaki 460 kız çocuğu üzerinde yapılan ve “gazlı içecekler kemik kırılmaları ile yakından ilişkili” sonucuna ulaşılan araştırmayı “Pediatri ve Adölesan Tıbbı” dergisi Haziran 2000′de sunup, kemiklerde kırılmalara sebep olduğu sağlık birimleri tarafından itiraf edilirken,dişlerin çürümesine eriyerek yok olmasına sebep olurken,abd nin New Orleans kentinde yapılan konferansta sindirim sisteminde ortaya çıkan kanserlerle gazlı içecekler arasındaki ilişkilerden söz edilirken, hastalık hallerinde kendileri ile yakın temas haline girilen doktorlar “Gazlı içecekler kemikler için çok zararlı. Zaten Türkiye’de süt tüketme alışkanlığı yoktu, üzerine bir de gazlı içecekler gibi zararlı bir etken geldiği için kemiklerin oluşumunda bile sorun yaşanıyor. Süt ve süt ürünlerinin tüketimi yaygınlaştırılmalı” (Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tümay Sözen) şeklinde açıklamalar yapmak durumunda kalırken,bir bardak gazlı içeceğin dahi diş çürümesine katkıda bulunduğu anlaşılırken ve tüm zararlarının aksine kesinlikle ve hiçbir şekilde Mutlak Manada tek bir faydası dahi bulunmazken hala Mutlak Gerçeğe gözleri kapayıp  içmeye devam etmek şüphesiz hiç olmaması gereken bir davranıştır.
O halde kişi içinde ne kadar istek olursa olsun tüm bu zararları göz önüne getirerek coca cola-pepsi – enerji içeceği veya benzeri hiçbir gazlı maddeyi kullanmamalı.Yalnızca kendisi kullanmamakla kalmayıp en yakınından başlayarak kırmadan ve üzmeden zararlarını belgelerle göstererek uyarmaya çalışmalı.Şüphesiz hem kendisi hem ailesi ve yakınlarını kullanmaktan vaz geçirmek için kendi çapında çalışma yapan istisnasız herkes hem kendi üzerinde hem çevresinde daha sağlıklı bir hayat ve ortamla karşılaşacaktır bardak kolanın içinde 32 küp şeker olduğunu biliyor muydunuz? İnsanlar hala çaya yarım şeker az atıp zayıflayacaklarını zannediyorlar. Bunun yanında kolaların rengini meyan kökü denen bir bitkiden sağlıyorlar. Meyan kökünü de fareler çok sever ve en çok bu tarlada bulabilirsiniz fareleri. Araştırmaya göre meyan tarlalarındaki tarım araçları bitkiyle birlikte fareleri de tarladan toplamaktadır! Makinelerin depoları kan gölüne dönmekte, fare parçaları ve bitkiyle dolmaktadır. Makinelerin deposunda işlenmek üzere fabrikalara götürülür. Yani içtiğimiz kola, ASİTLİ FARE SUYU. Bunun üzerine davalar açıldı ama firmalar kazandı. Dezenfekte ediliyormuş güya… Ayrıca bir bardak kola içine bir kemik parçası atın ve 3-4 gün bekletin. Kemiğin lastik gibi olduğunu göreceksiniz. Bir de kolanın tuvalet ve banyoda ne kadar iyi bir temizleyici ve parlatıcı olduğunu bilmeyen yoktur…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder